top of page
Yazarın fotoğrafıİshakEdebiyat

Huriye Emre Yazdı- Hayatın Aynalarından Biri: Taşların Fısıldadığı

Ayşe Ay’ın ikinci öykü kitabı Taşların Fısıldadığı, Mavi Gök Yayınları etiketiyle geçtiğimiz temmuz ayında öykü severlerin beğenisine sunuldu. Ayşe Ay, sade ve yalın anlatımıyla, yer yer şiirsel bir dille kaleme aldığı on yedi öyküsüyle okurlarına bir davette bulunuyor: Hayatın ayrıntılarına kulak vermeye…

Bu öykülerde anlatıcılar bazen olaylara tanıklık eden birer şahit, bazen de hikâyenin baş kahramanları. Ancak kitabın dikkat çeken bir başka yönü de öykü evreninin tek bir tema etrafında dönmeyip zengin bir yelpaze sunması. Yazar, yarım kalmış aşkları, yaşanmamış hayatlardaki derin sızıları, saplantılı sevgileri ve hayatı seyretmekle yetinenlerin hüzünlerini ustaca harmanlıyor.

Kitabın kapağı, okuru mavi göğün altında, taşlı bir yolda yürüyüşe çıkarmaya davet ediyor. Ayşe Ay’ın sesi, şu davet cümlesinde yankılanıyor: Taşların, evlerin, bazen de bir kuşun anlattığı öyküyü ben duydum. Gelin, beraber dinleyelim.

Hayatın Yansımaları: Öykülerden Seçkiler

Kitabın ilk öyküsü Frekans, bizleri nostaljik bir zaman dilimine, kasetlere, seslerin kaydedildiği günlere taşıyor. Bu öyküde, kendini hayatın akıntısında kaybeden ama duygularını da bir köşede susturan bir kadınla tanışıyoruz. “Kalbinizin sesini susturup hep dışarıdaki sesleri dinlersiniz. Akıp giden hayatın seslerini. Bugün de beni dinleyin istedim,” diyor kadın, içimizdeki yarı kalmış taraflara dokunarak. Bu, hayattan kaçırılmış fırsatları ve duyulmayan çığlıkları içselleştiren bir metin.

Kafeste öyküsü, Ulviye’nin hüzün dolu hikâyesini bir kuşun gözünden anlatıyor. Yazar, insan hayatının bir kafesten diğerine sığmasının, teslimiyetin ve özgürlüğün keskin sınırlarını çiziyor. Kadın sömürüsüne olan isyanını şu kelimelerle dile getiriyor: “Hep teslim olmadın mı bugüne kadar? Hep bundan kaybetmedin mi? Hayatın özeti bu. Teslimiyet. Sonsuz. Koşulsuz. Ama niye? Bu kadar mı vazgeçmiştin kendinden?” Ulviye’nin yıllar önce kayalıklarda yitirdiği ruhu, bir kez daha canlanma umuduyla bizi de bu yolculuğun bir parçası yapıyor.

Neroli, ön yargıların ve inatların yarım bıraktığı bir aşk hikâyesini ele alıyor. “Biz bozkır insanları böyleyiz. Kafamızda sınırlar çizer, kurallar koyar sonra da onlara ömrümüz pahasına uymaya çalışırız,” cümlesi, öykünün temelini oluşturuyor. Bu hikâyede, yıllar sonra yerine oturan taşların sarsıcı etkisine tanık oluyoruz. “Onun durgunluğunu, suskunluğunu, sessizliğindeki karanlığını o zaman anladım. İnsan böyle bir şeyin altından başka türlü nasıl kalkabilirdi ki?”

Akasya, kitabın belki de en vurucu öyküsü. Dul bir kadın olarak hayata tutunmaya çalışan Nurgül’ün hikâyesi, toplumun önyargılarının ve kadına biçilen dar rolleri sorgulayan bir ayna. Yazar, dul kadınların maruz kaldığı baskıyı, taciz edenin değil tacize uğrayanın cezalandırıldığını ve kadının yine bir başka kadın tarafından hor görüldüğünü sert bir dille gözler önüne seriyor. Bu öyküyü tamamlayan Salıncak, dul kadınların toplumdaki yerini daha derin bir sorgulamayla ele alıyor. “Dul kadınsın. Barınamazsın bir yerde. Sana yol gösteriyoruz,” diyen sesler, toplumsal kabullenişlerin vahşiliğini güzler önüne seriyor.

Son olarak, kitaba da ismini veren Taşların Fısıldadığı, bir çocuğun mahallesindeki kadınlar hakkındaki önyargılarla ve dedikodularla mücadelesini konu alıyor. “Hatice saf,” der babası ama çocuk bu “saflık” etiketinin ardındaki gerçeği bilir. Ayşe Ay, bu öyküsüyle okurlarına, kadına biçilen rolleri ve yargılarla dolu bir toplumun acımasızlığını şiddetle eleştiriyor.

Bir Davet: Yaşamın Sesine Kulak Verin

Ayşe Ay, Taşların Fısıldadığı ile okuyucularına sadece hikâyeler anlatmakla kalmıyor; onların hayata bakışlarını değiştirmeye de davet ediyor. Onun öyküleri, hayata kulak tıkayanlara birer hatırlatıcı, yolculuğa çıkmaktan korkanlara birer çağrı niteliğinde.

“Seni düşüren bu taşlara inat yürümelisin. Biraz ileride yaşamak var,” diyerek her bir okuyucusunu hayata kulak vermeye çağırıyor.

Ben bu sokaktan yürüdüm. Gelin, siz de bu taşlı yolun hikâyesini dinleyin ve belki benim kaçırdıklarımı bana anlatırsınız.


Huriye Emre

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page