1- Öykü yazmaya ne zaman, nasıl başladınız?
Yaklaşık on yıl oluyor. 2015 yılında öykü yazmaya başladım. Aslında edebiyata şiir yazmaya çalışarak girmiştim ama sonrasında derdimi başka türlü anlatmak istediğimi fark ettim.

2- Öykü türünü seçmede özel bir nedeniniz var mı? Öykü yazmanın kolay olduğunu düşünüyor musunuz?
Aslında dediğim gibi derdimi anlatmak için bir yol bulmam gerekiyordu. Edebiyatın birçok alanından öyküyü içimde biriktirdiklerimi anlatmanın en iyi yolu olarak gördüğümü söyleyebilirim. Öykü yazmak kolay mı sorusuna inanın tam olarak nasıl bir cevap vermeliyim bilmiyorum. Gün geliyor bir öyküyü kâğıda dökmek aylar sürüyor, gün geliyor bir anda akıp gidiyor. Fakat eninde sonunda uğraşmanız gerekiyor.
3- İlk öykünüzün yayımlanma macerasını anlatır mısınız? Yayımlandığını gördüğünüzde neler hissetmiştiniz?
İlk yayımlanan öyküm Edebiyat Nöbeti dergisinde idi. Elime aldığımda heyecanlandığımı, mutlu olduğumu ama keşke şunu şöyle deseydim diye düşündüğümü de anımsıyorum.
4- Öykülerinizden dosya oluşturma fikri nasıl oluştu? Dosyanızı oluştururken nelere dikkat ettiniz? Belirli bir tema üstünden mi ilerlediniz yoksa farklı temaların oluşturduğu bir bütünü mü tercih ettiniz?
İlk yazdığım öyküden itibaren bu fikir hep vardı. Belki de bu işin ne kadar zor olduğunu bilmemenin verdiği cesaretle kendimce dosyalar oluşturup gönderdiğim yerler de oldu. Sonra sonra işin ciddiyetinin farkına varıp daha sağlam adımlar atmaya karar verdim diyebilirim. Aslında bir tür özelinde ilerlemek gibi bir niyetim yoktu fakat en nihayetinde elimdeki öykülere ve dosyaya baktığımda bir bütünlük oluştuğunu gördüm. Tolstoy’un, “Acı duyabiliyorsan canlısın, başkalarının acısını duyabiliyorsan insansın,” sözü buraya denk düşer sanırım. Başkalarının da acılarını, hüzünlerini duymak için yazmaya çalışmışım gibi hissediyorum.

5- Kitap yayımlamak oldukça meşakkatli bir iş! Dosyanız okunmayabilir, okunsa bile uzun süre bekletilebilir, bekletilse bile birçok etmenden dolayı yayımlanamayabilir. Bütün bu durumlar gözünüzü korkuttu mu?
Elbette bu durum hep vardır. Ama sonunda güzel bir iş, temiz bir kitap olduğunu düşünüyorum. İçime sahiden çok sinen bir iş oldu. Elime aldığımda yaşadığım mutluluk her şeye değer.
6- Çok fazla yayınevi var. Yayınevini belirlerken nelere dikkat ettiniz? Hedefinizde bir yayınevi var mıydı?
Çok haklısınız. Yayınevleri fazla, yazan ve yazdıklarını kitap haline getirmeye çalışan insan da fazla. Bu anlamda kendimi şanslı sayıyorum. Çünkü Metinlerarası Kitap ile tanıştık. Birbirimizi tanıdıkça da iyi ki diyebildiğimizi düşünüyorum. Hem Metinlerarası Kitap’a hem bu tanışmayı sağlayan arkadaşlarımıza sonsuz teşekkürler.
7- Öykü yazmaya yeni başlayanlar için önerileriniz nelerdir? Yola çıkmadan önce çantalarına neler koymalarını isterdiniz?
Sabır derim. İlk kitabı yeni çıkmış birisi olarak çok fazla tavsiyede bulunabilir miyim bilmiyorum ama sorduğunuz için ifade ediyorum, sabretmek lazım. Bir de insan kendi yazdıklarına eleştirel gözle bakamayabilir. Bu sebeple mutlaka iyi bir okuyucuya, gerekirse kıyasıya eleştirecek yetkin birine okutsalar iyi olur. Ve son olarak okumak demekten kendimi alamayacağım.
Comments