1- Öykü yazmaya ne zaman, nasıl başladınız?
Öykü yazmaya 2017 yılında başladım. O dönemde Günışığı Yayınları’nın “15:Yaramaz Bu Kitap” adlı kitabını derslerimde kullanıyordum. (Gerçi şimdi kitabın adı değişmiş.) Kitapta öyküler, anılar, şiirler vardı. Öğrencilerimle birlikte bu öyküleri okuyup üzerine konuşuyorduk. Onların bu etkinlikten keyif alması beni çok mutlu ediyordu. Bir süre sonra, keşke kendi yazdığım öyküleri de okuyabilsem, diye düşünmeye başladım. Sanırım öykü yazma serüvenimde ilk kıvılcım böyle çaktı.

2- Öykü türünü seçmede özel bir nedeniniz var mı? Öykü yazmanın kolay olduğunu düşünüyor musunuz?
Öykü, her zaman okumayı en sevdiğim tür oldu. Öykü yazmamın en önemli nedeni bu aslında. Liseden beri dergileri takip eder, içlerindeki öyküleri büyük bir merakla okurdum. “Adam Öykü’nün” hiçbir sayısını kaçırmazdım mesela.
Öykü yazmanın da okumanın da kolay olduğunu düşünmüyorum. Benim için öykü yazmak, kelimelerle yapılan içsel bir keşif süreci. Her hikâyede biraz daha derine indikçe yazmanın aslında ne kadar zor ama bir o kadar da büyüleyici olduğunu fark ediyorum.
3- İlk öykünüzün yayımlanma macerasını anlatır mısınız? Yayımlandığını gördüğünüzde neler hissetmiştiniz?
İlk basılı öyküm Çöp dergisinde yayımlanmıştı. Yayımlandığını öğrenince aşırı mutlu oldum, hemen kitapçıya gidip derginin ilk sayısını aldım. Sonra bir kahveciye oturup büyük bir heyecanla dergiyi açtım, kendi öykümü okudum. Kelimelerimin basılı halini görmek, adımın orada durduğunu fark etmek inanılmaz bir duyguydu. Yolda karşılaştığım arkadaşlarımla bu heyecanımı paylaştım. O günkü mutluluğumu hâlâ çok net hatırlıyorum.
4- Öykülerinizden dosya oluşturma fikri nasıl oluştu? Dosyanızı oluştururken nelere dikkat ettiniz? Belirli bir tema üstünden mi ilerlediniz yoksa farklı temaların oluşturduğu bir bütünü mü tercih ettiniz?
Öyküleri dosya haline getirme fikri, yazdıkça kendiliğinden şekillendi diyebilirim. Başlangıçta belirli bir tema oluşturma kaygım yoktu, sadece içimden gelen hikâyeleri yazıyordum. Ancak dosya tamamlandığında, öyküler arasında doğal bir bütünlük oluştuğunu fark ettim. Farklı konulara değinsem de hepsini bir arada tutan ortak bir his vardı. Belki de bu benim anlatım dilimden kaynaklanıyor.

5- Kitap yayımlamak oldukça meşakkatli bir iş. Dosyanız okunmayabilir, okunsa bile uzun süre bekletilebilir, bekletilse bile birçok etmenden dolayı yayımlanamayabilir. Bütün bu durumlar gözünüzü korkuttu mu?
Daha önce de bir dosya hazırlamış ve onlarca kez reddedilmiştim aslında. O dönem hayal kırıklığı yaşasam da şimdi geriye dönüp baktığımda o dosyanın yayımlanmamış olmasına gerçekten çok seviniyorum. Zamanla fark ettim ki yazmak insanın kendisiyle birlikte gelişen ve dönüşen bir yolculuk.
Bu kitabı oluştururken de her ihtimale hazırlıklıydım. Evet beklemek zor, olumsuz yanıt almak daha da zor ama bunların hepsi sürecin birer parçası. Önemli olan vazgeçmemek ve yazmaya devam etmek. Çünkü her kitap, eninde sonunda doğru zamanı ve doğru yeri buluyor.
6- Çok fazla yayınevi var. Yayınevini belirlerken nelere dikkat ettiniz? Hedefinizde bir yayınevi var mıydı?
Evet, piyasada çok fazla yayınevi var ama gerçekten nitelikli olanların sayısı bir elin parmakları kadar az. Ben bu dosyamı çok fazla yayınevine göndermedim. Çünkü başından beri hedefim, kitabımın Sel Yayıncılık’tan çıkmasıydı. Çünkü yayınevinin edebiyat anlayışını uzun zamandır beğeniyor, yayımladıkları öykü kitaplarını ilgiyle takip ediyorum. Ayrıca bu süreçte editörümün de Zarife Biliz olmasını çok istiyordum. Hem Sel’in öyküye verdiği değer hem de editoryal titizlikleri benim için belirleyici oldu.
7- Öykü yazmaya yeni başlayanlar için önerileriniz nelerdir? Yola çıkmadan önce çantalarına neler koymalarını isterdiniz?
Yola çıkmadan önce çantalarını iyi doldurmalarını tavsiye ederim. En önemli şeylerden biri keskin bir gözlem yeteneği. Hayatın içindeki ayrıntıları fark etmek, günlük hayatın ritmini dikkatle izlemek gerekir bence. İyi öyküler büyük olaylarda değil, küçük detaylarda saklıdır. Ayrıca bol bol okumak, kendi sesini bulmak için yazmaktan korkmamak çok önemli. Yazmak sabır isteyen bir süreç, pes etmezseniz zaman içinde ister istemez ustalaşırsınız.
Ve belki de en önemlisi, bu yolda yalnız yürümemek. Düşüp tökezlediğinizde sizi kaldıracak, yazma heyecanınızı taze tutacak yazma yoldaşlarınız olmalı. Onlarla metinlerinizi paylaşmak, birbirinize okumak, eleştiriler alıp vermek… Yazmak bireysel bir eylem gibi görünse de aslında güçlü bir dayanışma gerektiriyor.
Comments