top of page
Yazarın fotoğrafıİshakEdebiyat

İshak İlk Kitap Soruşturması- Ebuzer Kalender

1- Öykü yazmaya ne zaman, nasıl başladınız?

Aslında yazın hayatıma önce romanla başladım. İlk kitabım Kukinler, 2018 yılında yayımlanan bir romandı. Açıkçası sonuçlar beklediğim gibi olmadı. Ya da ben heyecanla acele etmiş ve fazla beklentiye girmiş olabilirim. Ardından daha çok kişiye ulaşmam gerektiğini düşündüm. Bunun da en iyi yolunun öyküler yazıp özellikle online mecralarda yayımlatmak olduğuna karar verdim. 2019 sonunda ilk öyküm ulusal bir mecrada yayımlandı.

2- Öykü türünü seçmede özel bir nedeniniz var mı? Öykü yazmanın kolay olduğunu düşünüyor musunuz?

Bir önceki soruda bunun cevabını kısmen vermiş oldum. Tabii bu, işin profesyonel kısmıydı. Duygusal kısmına gelince; bir süre sonra öyküyle kendimi çok daha iyi ifade ettiğimi gördüm. Az konuşarak çok şey anlatmak gibi. Öykü yazmanın kolay olduğunu düşünmüyorum. Çünkü kısa bir metine okuru çekmek, ona orada istediğini vermek kolay değildir. Ama hem roman hem de öykü türünde eserler veren biri olarak öykü yazmayı tercih edeceğimi belirtmek isterim. Çünkü öykünün benim için daha ele avuca sığmaz, tekinsiz ve şımarık bir tavrı var.

 

3- İlk öykünüzün yayımlanma macerasını anlatır mısınız? Yayımlandığını gördüğünüzde neler hissetmiştiniz?

İlk öyküm Kayıp Rıhtım’da yayımlandı. Bana göre ilk işlerin yayımlanabileceği uygun platformlardan birisi. Gönderdiğim öykü de bir yazarın ilk öyküsünün yayımlanma macerasını anlatan üstkurmaca bir metindi. Tatlı bir heyecandı benim için. Çocuksu bir sevinç. O mecranın güzel taraflarından birisi de yazarlar arasındaki mükemmel etkileşimdi. Orada birçok güzel dostluklar edindim.

 

4- Öykülerinizden dosya oluşturma fikri nasıl oluştu? Dosyanızı oluştururken nelere dikkat ettiniz? Belirli bir tema üstünden mi ilerlediniz yoksa farklı temaların oluşturduğu bir bütünü mü tercih ettiniz?

Aslında bir öykü kitabı projesini daha önce de hayata geçirebilirdim. Ancak ilk tecrübelerim acele etmememi ve doğru zamanı beklememi söyledi. Ayrıca öykücü kimliğimin oturması gerekiyordu. Nitekim şu son bir yıl haricinde oldukça üretken davrandığımı da söyleyebilirim. Kitabımda tek bir tema üzerinde ilerlemedim. Öykülerimde çeşitlilik söz konusu. Ama birçok öykümde kara mizah ön planda. 

 

5- Kitap yayımlamak oldukça meşakkatli bir iş! Dosyanız okunmayabilir, okunsa bile uzun süre bekletilebilir, bekletilse bile birçok etmenden dolayı yayımlanamayabilir. Bütün bu durumlar gözünüzü korkuttu mu?

Bu iş hem yazarlar hem de yayınevleri için oldukça zor. Okur sayısının az; yazar ve yazma meraklılarının çok olduğu bir ülkedeyiz. Öyle olunca, özellikle büyük yayınevleri kitabın nasıl olduğundan ziyade ne kadar satacağı, yazarın bağlantıları ve takipçi sayısı ile ilgileniyor. Yolun başında büyük bir iyimserlikle tüm kapıların önünüze açılacağını sanıyorsunuz ama öyle olmadığını biraz da üzülerek tecrübe ediyorsunuz. Hatta ben şunu diyorum; iyi yazmak bu işin kolay kısmı, zor olansa kitlelere ulaşmak. Ama kendi adıma bu kaygılardan arındığımı belirtmek isterim. Popülerlik ya da çok satmak gibi dertlerim yok. Tabii bunlar olursa da hayır demem. Önemli olan motivasyonumu kaybetmeden, çizgimi bozmadan üretmeye devam edebilmek.

6- Çok fazla yayınevi var. Yayınevini belirlerken nelere dikkat ettiniz? Hedefinizde bir yayınevi var mıydı?

Daha önce bazı yayınevlerine dosya gönderdim. Sonuçları beni şaşırtmadı. Metinlerarası'nın editörü Mahmut Yıldırım ile bir yazar arkadaşımın vasıtasıyla tanıştım. Benim için heyecan vericiydi. Çünkü yayınevi, çeşitli platformlarda yollarımın kesiştiği iyi öykücüleri bünyesinde toplamıştı ve giderek yükselen bir başarı grafiğine sahipti. Dosyamı gönderdim. Beğenilmesi beni oldukça mutlu etti. Editörün yaklaşımı da takdir edilesiydi. Buradan iyi işler çıkacağına inanıyorum, umarım ben de bunun bir parçası olurum.

 

7- Öykü yazmaya yeni başlayanlar için önerileriniz nelerdir? Yola çıkmadan önce çantalarına neler koymalarını isterdiniz?

Öncelikle çokça okusunlar. Havuz dolmalı ki bir şeyler aksın. Yazım teknikleri üzerinde de çalışsınlar. Ardından yazacakları öykü türünü belirlesinler. Ve o türün öne çıkan yazarlarını okusunlar. Ben tercih etmedim ama yazarlık atölyelerine katılabilirler. Buradan çeşitli bağlantılar da kurabilirler. Sonra yazsınlar. Acele etmesinler. Bu iş, zaman ve emek işi. Yazdıkça geliştiklerini ve olgunlaştıklarını hissedecekler. Sonra yazdıkları öyküleri değerlendirsinler, yılmadan ve pes etmeden dergilere göndersinler. İçinde sizin de olduğunuz, yeni yazarlara şans veren kaliteli dergiler var. Bu, bir hobi olmayacak kadar önemli bir iş. Ama maalesef yazmak karın doyurmuyor. Bu işte kısa vadede para kazanmak ve popüler olmak pek zor. Böyle beklentilere girmesinler. Son olarak, ben pek beceremiyorum ama sosyal medya platformlarını da etkin kullansınlar derim.

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page