top of page
Yazarın fotoğrafıİshakEdebiyat

Öykü- M. Bülent Bingöl- Hophopçu

Açık ve net olarak, dürüstçe meseleyi ortaya koymak için müstakbel kayınpederim ve kayınvalidem ile yüz yüze geldim. Cesaretimi ürettiğim olumlu düşüncelerimden ve geleceğe umutla bakmamdan aldım.

“Oğlum ne iş yapıyorsun?”

“Efendim, şu an bir inşaat firmasında hophopçu olarak çalışıyorum. Duymuşsunuzdur. İlimize çok büyük bir bahçe yapılıyor. Amacı da insanların rahatça çekirdek çitleyip kabuklarını yere atabilmeleri. Bu amaca yönelik bahçenin tabanı tamamen betondan yapılacak. Tabii ki kolay temizlensin diye. Beş top sahası büyüklüğünde yapılacak alanın çevresi de plastik çiçeklerle donatılacak. Beton alan adeta bir beton tablo olacak. Proje iki ay, üç gün, dört saatte bitirilecek.”

“Çok geç değil mi?”

“Haklısınız ama zemin sorunlu, daha önce kabak tarlasıymış. Kabağın on yıllardır toprağı gevşetmesi yeniden sertleşmeyi güçleştiriyor. Haliyle zaman biraz sünüyor.”

“Peki oğlum, hophopçuluk nedir?”

“Dolgu için getirilen toprağı bildiğiniz üzere kamyonlar taşıyor. Kamyonların doğru yere yükünü boşaltmaları için nokta atışı, daha doğrusu nokta döküşü yapmaları gerekli. İşte bunu ‘Hooop! Hooop!! diyerek sağlayan kişiye hophopçu deniyor. Günümüzün güzide işlerinden biri. Malumunuz ülkemizde çağ inşaat çağı.”

“Ve sen bir hophopçu olarak kızımla evlenmek istiyorsun?”

“Evet, sözünüzü balla keserek söyleyeceğim. Sorunuzda gizlenmiş, tüm diğer soruları izin verirseniz cevaplayayım. Üniversite mezunuyum. Kendi alanımda iş bulamadım ve vasıfsız işçi olarak başvurduğum kurum beni bu inşaat işine atadı. Orada üniversite mezunu olmam hasebiyle hophopçuluk ile görevlendirildim. Şu anda başarıyla yapmaktayım. Takdir edersiniz ki bu bir başlangıç, ilk basamak. Atalarımızın dediği gibi, iş işteyken bulunur. En kısa zamanda kendi alanımda, maaşı daha yüksek bir işe geçeceğimi düşünüyorum. Daha doğrusu umut ediyorum. En kötü halde bile, tuvalet temizleyerek evimin rızkını temin edeceğime eminim. Evlilik için biriktirdiğim belli bir para olduğu gibi, ailemin de yıllardır benim için biriktirdiği bir meblağ var. Mütevazı bir ev kuracak kadar. Basit ve masrafsız bir nikah töreniyle bunu tamamına erdirebileceğimiz kanaatindeyim.”

“Bak annesi ne diyor; düğünsüz olmaz diyor.”

“Böyle bir şeyin gündeme geleceğini tahmin ettiğimden şöyle bir çözüm öneriyorum; salon tutulur. Ödemesi düğünden sonra takılardan elde edilecek gelirle yapılır. Herkes oh der.”

“Annesi olmaz diyor. Onlar mehirmiş. Kızımızın güvencesi.”

“Size de hak veriyorum. Aynı nehirde iki kez abdest alınmaz. O zaman siz büyüğümüz olarak onayınızı verin, ben düğünü karşılayacak parasal çalışmaları ayrıca yapayım. Ne dersiniz?”

“Bak oğlum, ben sana olacakları söyleyeyim. Bir şekilde evlendiniz diyelim. Düğünü de hallettin. Sonra cicim ayları geçecek, cici bir çocuk gelecek ve geçim sıkıntısı iyice kendini gösterecek. Ufaktan şiddet başlayacak. İtişmeler, kakışmalar kavgaya dönüşecek. Buna dayanamayan kızım çocuğu alıp baba evine geri dönecek. Nereden bakarsan bak mutsuzluk. O yüzden ben en başından ‘HOP!’ diyorum.”

“Efendim, ortaya koyduğunuz senaryo günümüz açısından çok isabetli. Medyada bunları görmemek imkânsız. Evet, hepsi kötü, iğrenç, aşağılık örnekler ama bildiğiniz gibi kötü örnek örnek alınmamalıdır. Her şeye ekonomik ve kötümser bakarsak yanlış yaparız. Olası mutlulukları engelleriz. Düşecek diye çocuğa bisiklet almazsak o çocuk araba sürmekte de zorlanır. Günümüzde artan tüm kötücül misallere rağmen çağımızın kişisel gelişimcileri, yaşam koçları, hayat keçileri, guruları, feng şuicileri, ‘Her daim iyi düşün iyi olsun,’ demekteler. Bu iyimser bakışları da dikkate almanızı rica ediyorum.”

“Oğlum, onlar fakir fukarayı, işçiyi memuru oyalamak için uydurulmuş şahsi hikâyeleri köpürten malumatfuruş tipler.”

“Gerçekçi yaklaşımınıza, metafizik şeylere prim vermemenize saygı duyuyorum. Son tahlilde diyalektik düşünüp bir senteze varalım; evlendik ve zar zor geçinerek birbirimizi mutlu ettik, birbirimizi hiç kırmadık, incitmedik, birbirimize destek olup daha insancıl yaşadık, zaman ilerledi ve her şey iyiye gitti, gelirimizi artırdık, daha iyi yaşam koşullarına kavuştuk. Buna ne dersiniz?”

“Hop!”

Hop’tan anlayacağınız üzere evlenemedim. Ailecek bir olup kardeşimi gazozlu, leblebili, mehirli, altın setli bir düğünle evlendirdik. Yeni yapılan İstanbul Havalimanı inşaatında bir hophopçu kaza sonucu yaşamını kaybedince hophopçuluğu bıraktım. Şimdi otogarda, tren garında, metroda cevşen satıyorum.


M. Bülent Bingöl

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page