Elimden beni yeni bir yere alıştırır gibi tutma sevgilim. Beni bildiğim yerlere yeniden gelmenin ihtişamıyla karşıla. Denizse deniz bak bu da senin boynun. Kolyelerin ve yüzüklerin. Terliklerin ve tenin. Seni ben karanlıkta öpersem bunun adı güzellik. Aydınlığı beklersen kucağımda, sabah geç olur. Dudaklarımda tam bir çapkınlık. Geceden sabaha insan kaçıncı kez kendi olur.
Kokuyu ya da sesi takip ederek defalarca geldiğim ve bildiğim bir evin en sıcak yerinde, hiç acele etmeden beni beklerken sen, ben olanca sakinliği tutkuya teslim etmenin heyecanı ve güzelliğiyle kapıdan içeri adım atar atmaz, kimsenin duymayacağı ama kesinlikle bir çığlık olacak şekilde ismini bağırsam ve sen sadece nefes alıp versen.
Seni sanki hep orada beklediğini biliyorum gibi seni orada bulsam.
Perdeleri açsam pencerelere ağaç dalları değse. Perdeleri açsam gece evin içine girse. Bütün bunları sen beni izliyormuşsun gibi kendimi seni ve dokunduğum hiçbir şeyi incitmeden yapsam. Adımların ahşap bir zeminde, parmakların halının başladığı yerde, topukların hiçbir şeyi ezmeden ilerlese ve karanlığın içinden gelsen. Geldiğini cümle alem duysa ama herkes bu buluşmadan habersiz olsa.
Ellerin en çok diğer elinle ritmik haldeyken ellerim seni ve senin ellerini taklit etse ama daha fazlası.
Karanlığı aydınlığa döndürecek ne varsa yanımda getirdim. Işıkları açmadan perdeleri açmadan şarkıyı başlatmadan yaprak hışırtılarını duymadan bütün baharı sana getirdim.
Beni dinle beni sev ve bu sürsün.
Beni öp ve biz buna bir evin müziği olmalı diyelim.
Beni öp şarkılar sırayla çalsın.
Beni öp ben geldim bile demeyeyim sana.
Naci Dost
Comments